İzmir Arkeoloji Müzesi
İzmir'in merkezinde ve
çevresinde bulunan eserleri bir araya getiren İzmir Arkeoloji Müzesi, 75 yılı
aşkın bir süredir tarihin izini sürenlere hizmet veriyor. Günümüzdeki modern
binasına 1984 yılında taşınan müzede iki esas kat, bir de zemin olmak üzere üç
katta teşhir yapılıyor.
Müzenin giriş katında taş ve
mermer eserlerin kronolojik olarak sergilendiği salon yer alıyor. Salonun
girişinde ziyaretçileri 1.83 metre yüksekliğindeki kore (genç kız) heykeli
karşılıyor. Kehanet merkezi Klaros'ta (Ahmetbeyli), Apollon Tapınağı'nın
yakınlarında bulunan diğer bir kore ve iki eliyle kurban edeceği danayı taşıyan
kuros (genç erkek) heykelleri salonun erken dönem örneklerini oluşturuyor. Yine
aynı salonda, prehistorik devirlerden itibaren doğurganlığın sembolü, zaman
içinde Artemis'e dönüşen Anadolu'nun büyük ana tanrıçası Kybele'ye ait çeşitli
heykelcik ve adak stellerinin sergilendiği bir vitrin bulunuyor. Simgeleri ve
giyim tarzına göre tanımlanabilen yarı-tanrı Herakles, göğsündeki kalkanda,
baktığında herkesi taşa çeviren Medusa'nın görüldüğü Athena ve kanatlarıyla
zaferi simgeleyen tanrıça Nike heykelciklerinin bulunduğu bir diğer vitrin, aynı
salon içinde karşımıza çıkıyor.
Torbalı'nın Özbey köyü
yakınlarında ele geçen iki kadın heykeli, Efes'te Doğu Gymnasium'da bulunan, sol
elinde Eros tutan MS 2. yüzyıla ait Aphrodite heykeli, gene aynı yüzyıldan Efes
kazılarında açığa çıkarılan, Efes antik kentinin efsanevi kurucusu, avcı
Androklos heykeli, salonun en güzel eserleri arasında yer alıyor.
Doğa sırlarına ve gücüne
ermek, yani tanrılaşmak insanoğlunun ulaşmak istediği en uç nokta. İşte, bağ ve
hasat tanrısı Dionysos için bu yol şarap ve sarhoşluktur. Dionysos kültünü
simgeleyen heykelciklerden oluşan vitrin salonun bir başka köşesinde bulunuyor.
Giriş salonunun ortasında yer
alan açık korkuluk kısımdan görülen zemin kattaki, Kadifekale'den getirilen,
deretaşı ve cam tessera'larla oluşturulmuş hayvan-bitki motiflerinin görüldüğü
mozaik döşemeyi seyredebilirsiniz. Zemin katta yer alan Mezar Kültü Salonu
girişinde son yıllarda düzenlemesi yapılan yazıtlar bulunuyor. Mezar kültü
salonunun sağ tarafında İzmir Agorası'ndan getirilen Demeter, Poseidon, Artemis
(olasılıkla) heykel grubu görülüyor. Demeter topraktan gelen bereketi, Poseidon
denizden gelen kısmeti simgeliyor. Sergi salonunun iki tarafında MÖ 250'ye ait
Belevi mezar anıtından getirilmiş kabartmalar da yer alıyor. Mezar anıtını
çevreleyen revakların tavan kasetleri olan bu kabartmalarda Lapithlerle
Kentaurosların savaşı ile ölü gömüldükten sonra tertiplenen oyunlar tasvir
edilmiş. Ayrıca aynı mezar anıtından getirilen kanatlı aslan (grifon) heykelleri
de burada sergileniyor. Efes antik kentinde bulunan, MS 2. yüzyıla ait Kaistros
(nehir tanrısı) heykeli ve yine Efes'te Doğu Gymnasiumu'nda açığa çıkarılan,
diademi ve sol elinde taşıdığı yüzüğü ile imparatorluk rahiplerinden Flavius
Damianus'a ait heykel salonun en görkemli eserlerinden. MÖ 3 bin yılına
tarihlenen ve İasos (Kıyıkışlacık) antik kentinden getirilmiş prehistorik mezar,
bulunduğu şekliyle salonda sergileniyor. Ayrıca, göz alıcı mermer ve pişmiş
toprak lahitleri de bu salonda görmek mümkün.
Müzenin ikinci katında yer
alan Seramik Eserler Salonu yeniden düzenlenip Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın
adı verilerek 1999 yılında açıldı. Salonda Geç Kalkolitik çağdan başlayarak
Bizans Dönemi'ne kadar uzanan eserler kronolojik dizin içinde, işlevleri de göz
önüne alınarak sergileniyor. Sergilemede antik çağ gelenekleri ve sanatı
hakkında doyurucu bilgiler fotoğraflı panolarla anlaşılabilir bir düzende
sunuluyor.
Teşhirin ilk bölümünü Geç
Kalkolitik çağ eserleri oluşturuyor. Ege prehistoryası açısından büyük önem
taşıyan bu eserler, müze tarafından gerçekleştirilen Tahtalı Barajı Kurtarma
Kazısı'nda açığa çıkarılan ve günümüzden beş-altı bin yıl önce yerleşim gören
Bakla Tepe Höyüğü'ne ait. Dört bin yıl öncesinde bir ada yerleşimi olan
Panaztepe buluntularında Kıta Yunanistan ve Ona Anadolu etkileri gözleniyor.
Özellikle Minyas seramiği olarak anılan türün çeşitliliği ve bolluğu ilgi
çekici.
Bakla Tepe'de tabanı çakıl
taşları ile döşenmiş bir mezar odasında, kişisel eşyalarıyla birlikte
yakıldıktan sonra urneler içerisine konulmuş çoklu gömüler bulunmuştu. Mezar
odasının görüntüsü, urneler ve mezar hediyeleri bu vitrinde görülüyor.
Antik kaynaklarda belirtilen
kehanet merkezlerinden biri olan Gryneion (Hacıömerli) Nekropolü'nde (mezarlık
alanında) son yıllarda İzmir Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan kazılarda açığa
çıkarılan buluntular ve hemen yakınındaki Pitane (Çandarlı) antik kentinde Ord.
Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından gerçekleştirilen kazılarda ele geçen doğu
etkisindeki aslan, sfenks gibi hayvanlarla, palmet, lotus gibi bitki
motiflerinin kullanıldığı (orientalizan) vazolar ve mezar armağanları ölü gömme
geleneklerini örnekliyorlar. İzmir'in ilk kuruluş yeri olan Bayraklı’da ele
geçen birçok önemli buluntuyu da bu salonda görmek mümkün. Antik merkezin
önemli yapısı Athena Tapınağı buluntuları, tanrıçaya ait bilgiler ve tapınaktan
çeşitli görüntüler, bu sergiyle bir bütün olarak ifade ediliyor.
Eserlerini gerçek adıyla
imzalayan ilk siyah figür ressamı olarak bilinen Sophilos'un çalışması olduğu
düşünülen ve üzerinde Troya savaşlarına neden olan güzel Helen'le Menelaos'un
düğününün tasvir edildiği Lebes Gamikos (evlilik kabı) Eski İzmir'in göz alıcı
bir eseri olarak vitrindeki yerini alıyor.
Tahtalı Barajı Kurtarma
Kazısı'nda açığa çıkarılan Hellenistik dönemle geç Roma döneminden kalma eserler
arasında arı kovanı biçimli çömlek mezar ve pişmiş toprak figürinleri ile diğer
mezarlardan ele geçen mezar hediyeleri ve sikkeler dikkati çekiyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi,
bölgenin tarihi zenginliğini çağdaş müzecilik anlayışı ile görsel bir şölen
halinde ziyaretçilerine sunuyor.